Salı, Ağustos 28, 2007

ÜZÜNTÜ VE MUZ KABUĞU

Yazasım var ama güzel şeyler yazasım yok. Ne sıkıcıyım niye böyle oldum? Çok değil 5 gün sonra bir yaş artacağım. Ne acı ki artık 31 demem gerekecek. Özde 15 sözde 31 olacağım.
Nereye dönsem şekillenmiş rayına oturmuş hayatlar. Ben ne zaman baltanın tutturulmuş sapı değil de gerçek sapı olacağım kimbilir?
Ufak sorunlarla başa çıkabilmeyi nasıl öğreneceğim?

Buzdolabından bahsederim demiştim ama üşendim yazmadım. İşte özeti

O kadar araştırdım yok o yok bu derken "Miele" aldım. Buzdolabı ilk günden kar yapmaya, aşağıdaki sebzeleri dondurmaya başladı. Servisi aradık. Acaba dedik ayarını mı bilemedik. Servis geldi bir halt yapmadan gitti. Soğukluğu 1'e indirdi gitti. Servisin geldiği günün ertesi daha beter karlanmaya başladı dolap. Tekrar aradım servisi, gelen arkadaşlar ehil değildi anlayacak birini gönderin dedim. Gelmeden telefon ettiler birinde daha aynı problem olmuş termostad arızasıymış işte siparişi vermişler falanda filan. 2 ay oldu ne gelen var ne giden. Annem olaya el koydu. Merkezden arayacaklarmış. Dün aramışlar ama ben yoktum. Bugün için randevu talep etmişler. Bende aradım ama beni arayan çocuğu bulamadım. Dedimki 18.00'den sonra gelsinler. Sabah bir telefon Çağıl Hanım ben evinizin önündeyim. Allahım dedim siz niye geldiniz ben 18.00'den sonra dedim geveledim durdum. Cinlerim tepeme çıktı. Bir de hala olayı kavrayamadım çünkü gelen adamın termostadı değiştireceğini sanıyordum. Meğer gelen ayrıca bakacakmış. Bir de ben genel merkezi aramamışmışım dedim ki muhattap bildiğim telefon numarası dolabın üstündekiydi. O yetkili servismiş şöyleymiş böyleymiş. Biraz çaçaron olsam kendi kedime yemesem. Yeni buzdolabı istiyorum artık . Ama ezilip büzülmek istemiyorum. Üfff ki üffff!

Bir de akreplerden neden hala kurtulamadım bir bilen varsa allah rızası için söylesin ne yapmam lazım. Dün iki tane yavru vardı evde. Nasıl girmişler? Aklım ermedi.

Artık huzur istiyorum.

Hiç yorum yok: