Perşembe, Kasım 29, 2007

HAYAT BEKLENMEDİK

Çınarcım dürtüklemese beni, kıpırdanacağım yok. Kış iyice bastırdı bir rehavet çöktü. Aslında yaşam dolu dizgin devam ediyor. En son Pelin'i yolculamıştım sonrası öyle fırtınalı geçti ki burada bahsetsem mi bahsetmesem mi emin değilim. Ama diyeceğim şu ki hayat çok beklenmedik çoğu zaman.

Salıdan beri abim bende iş için gelmiş. Cumartesi Ankara'ya gidip pazar dönecekti. Dün bana istersen milli bilete bak sende gel dedi. Hayatta başka bir şey istesem olurmuş sanırım çünkü bu hafta sonu Ankara'ya o kadar çok gitmek istiyordum ki. Eeee sen zaten geçtiğimiz hafta gidecektin derseniz. Hayır efendim geçen hafta gidemedim. Her şey o gidemeyişimle ilgili zaten. Pek gizemli oldu neyse varsın öyle kalsın.

Az daha abimin milli biletleriyle babam ve ben Amsterdam'a gidiyorduk Gerçi ben popomu kaldırabilmiş değilim. Ne pasaportum var ne de vizem. Bayrama yer bile ayırttım ama ayırtırken de gidemeyeceğimizi bilerek yaptım. Maksat torba dolsun. Alelacele bir vesikalık çektirdim neyseki onu çektirdim o halloldu. Ama pasaport çıkarttırmaya gitmedim. Gerçekten sonum hayrolsun. Hayatı öylesine koyvermiş yaşıyorum ki . Tesadüfen ilerliyor her şey. Hani yolda yürürken çukurlara ezkaza düşmüyorum gibi bir durum.

Abim Uğur için bir hediye alalım diye düşünürken annem Tema'nın meşe palamudu hikayesini söyledi. Ben de buldum gönderdim sonra abim tamam şu kadar şu kadar al dedi. Ben öylesine salladım ki durumu o aldım biliyor ama ben daha hiçbir şey yapmamışım. Sertifikamız geldi mi diye soruyor ben yok diyorum. Neyse salı abimin geleceğini öğrenince tutuştu bir taraflarım. Cumartesi internetten hallettim. Dün geldi sertifika ama bu sefer de abimin adını yazdırmayı unutmuşum. Pek fena oldu durum üstüne üstlük eve götürmeyi de unuttuğumdan göremedi. Bugün karşıya Uğur'u görmeye gidecekti. Niye böyle savruğum bilmiyorum.

Daha sayabileceğim bir sürü şey var böyle. Çocuk gibi yaşıyorum. Birileri şunu yap bunu unutma diyor.

Neyse gelelim Ankara ziyaretime herkese süpriz olacak. Çoğu kişiyi de göremeyeceğim belki. Ama çok heyecanlıyım. Çok mutluyum umarım bir aksilik olmaz.

Onun dışında pazartesinden beri salya sümük durumdayım. Şifayı kaptım sonunda bünye dayanamadı. Bugün de kursum var üşeniyorum gitmeye ama gitmeme gibi bir alternatif yok aklımda :) Yarın da kursun kaynaşma yemeği var sazlı sözlü. Ertesi gün Ankara yolculuğu olmasa çal çal oyna olurdum ama dur bakalım nasıl olacak.

İşte böyle çınarcım ya sen de olmasan nice olcak halim:))

Pazartesi, Kasım 19, 2007

UĞUR


Haraketli bir hafta sonunu daha geride bıraktım. Harakete cumadan başlayınca 2 günlük süreç insana 5 gün gibi geliyor. Ritim kursuma cuma günü gittim. Çıktığımda da arkadaşlarla buluşup Asmalımescit'e gittik. Gitmeseydik Pelin başımızın etini yerdi ya o ayrı konu:) Tek tek gittiğimiz mekanları saymayacağım ancak gecenin sonu saat 5 gibi Bambi'de yediğim kaşarlı dürümden bahsetmemek olmaz. Yemeyeceğim dedim ama yememek mümkün olmadı. Dönüşte sağolsun Orçun bizi eve bıraktı. Giderken arka koltukta sızıvermişim. Pelin ve Orçun'nun heyyy hadi nereden döneceğiz ciyaklamalarıyla uyandım pek komikti. Cumartesi de maç seyretme geyiğine bir yerlere gidildi. Oradan da Ankaralıların gittiği bar olarak bilinen Corridorr'a gittik. Neyse allahtan orası erken kapandığından çabuk kurtulduk. Sigara dumanına daha fazla dayanamazdım heralde. Ertesi gün de hep beraber yapılan Emek Kafe kahvaltısından sonra. Pelin'i havalimanına bıraktıktık Eray'da herkesi evlerine bıraktı ben de bizim bebişkoyu görmek için karşıya gittim. Bebişko sarılık geçirdiği ve hastaneden dönmediğimden önce Oben Ablalara gittim oradan bir arkadaşımla buluştum sonra o da sağolsun beni Burak Abilere bıraktı orada gördüm bizim kediyi. Minnoş bir şey ufacık. Ancak uyuduğu için agucuklarını göremedim :)




Gelelim şu an ki ruhsal durumuma. Çok alınganım ve kafam son derece karışık. Bazı kararları almak ya da neye göre, nasıl davranmak bilemiyorum. Kırmak kırılmak bu kadar dert edilecek şeyler olmasaydı da. Öyle dangul dungul yaşayabilseydim keşke. Regli öncesi sendromunu oldukça yoğun yaşıyorum bu aralar.
Fotoğraf küçük Uğur'un fotosu. Bahtı açık olsun diyorum. Üstüne de amin ve tü tü tü yü ekliyorum.

Cuma, Kasım 16, 2007

UYUŞMUŞUM :)

Bir haftanın sonu daha geldi. Hafta boyu neler yaptım nasıl geçti vakit derseniz. İstanbul yolları kazandı ben de kepçeydim diyebilirim.

Cumartesi Evren'nin yedisi vardı. O nedenle Kemerburgaz'a gittik. Saat 19.00'da olduğu için karanlığa kaldık bir de pis bir yağmur bastırdı. Giderken çok zorlandım. Yollar çok karanlık ve su çukurlarıyla doluydu. Nasıl gittim geldim bilmiyorum. Ertesi gün de karşıya gitmeye karar verdik. Hadi sahilden gidelim hem teyzemlere ikinci köprüden daha rahat gidiliyor diye düştük boğaz köprüsü yollarına. Yıldız Üniversitesi'ni geçmiştik ki babam nasıl geçicez köprüden dedi. Aaaaa dedim. Tamamıyla buradan nakit geçişin olmadığını aklımdan çıkarttığımdan kal geldi:) Neyse girişindeki binada satıldığını tahmin ettiğim için o kadar panik yapmadım. İşbankası'nın ve Ziraat'ın gişeleri vardı. Ziraat çok kalabalıktı ben de İşbankası gişesine gittim. Hesabımızın olması gerekiyormuş allahtan bir dönem açılmış ama kullanmadığım bir hesabım vardı. Kartı aldım geçmeye çalışırken kart okumadı mı! Uğraş uğraş yok. Adamın biri indi kartı okutmaya çalıştı. Arkamızda bin ton kuyruk oluştu tabii. En sonunda öyle geçip ileride durmak zorunda kaldım. İndim aldığım yere gittim. Kıza dedim bu okumadı. Baktı kartta bir problem yok dedi. Neyse içeri bir yere gittik. Kız müşterim benden kart aldı ama böyle böyle olmuş dedi. Adam da yasak geçişlere bakmaya başladı fotoğrafımız çekilmiş mi çekilmemiş mi diye. Çekilmiş ama adamın biri plakamızı kapatmış. Böyle bir durumda geçmeyin halledene kadar bekleyin orada dedi. Arkada bekleyenler katil olsun trafik altüst olsun diye. Neyse heralde ben okutamadım dedim. Yayan gittim herhangi bir otomobile sizin yerinize ben okutayım kartımı denemek istiyorum diye. Bir taksici denk geldi. Bana uzaylı gidi davranarak denedik kartı ama çalışmadı. Artık kaybedecek vakit olmadığı için uğraşamadım daha fazla, yürüdük gittik.

Çarşamba günü tekrar karşıya geçmek icap oldu. Üsküdar'a gideceğimiz için 2. köprü gene tercih ettiğim bi yol olmadığıdan yeni kart aldık maalesef. Bu seferkini Ziraat'tan aldık. Neyse bu sefer bir sıkıntı yaşamadan geçtik :) Şunu anladım ki ne yaparsanız yapın İstanbul'un trafiğini çözmek imkansız. Hani imkansız hiçbir şey yok derler ya ama bu gerçekten imkansız.

Annemler birazdan yola çıkacaklar. Belki de çıkmışlardır. Gece de Pelin gelecek. Bu arada aklıma geldi kuzenimin bebeği oldu bu hafta başı. Çirkin bir şey :))) Pazar onlara gideceğim. Annemler gördü ama ben göremedim. Sanırım biraz tembellik oldu iş çıkışı gitmeye çok üşendim. Pazar Pelin'i gönderdikten sonra geçeceğim artık.

Haftaya da Ankara'ya gideceğim bir aksilik olmaz ise bekleyenim çok :) Görebilecek miyim herkesi bilmiyorum:((

Bu aralar uyuşuğum. Harry Potter'ım bile yavaş yavaş gidiyor. Artık 7. kitaptayım ama yarısına bile gelemedim.

Hayat sanırım harala gürele böyle geçecek. Bir sonraki ay şöyle yapıcam böyle yapıcam daha sakin geçiricem diyorum ama gene ayın tas aynı hamam.

Çarşamba, Kasım 07, 2007

GÜNLÜK

Yaşam son hızıyla devam ediyor. Geride kalanlarla birlikte. İnsan gerçekten tuhaf bir varlık, bunca acılara dayanarak nasıl yaşayabilirdi yoksa.

Ne Dünya'da olanlardan ne de Türkiye'de olanlardan haberim var. Gazete okuyorum elbette ama didik didik değil. Takip ettiğim köşe yazalarlarını ve dikkat çeken haberleri sadece.
RTE tam olarak ne dedi, nasıl davrandı bir fikrim yok TV izlemedim anlayacağınız. Bütün kanalların evde mevcut olması da beni televizyonkolik yapmadı demek ki . İlk baştan olur gibi oldum ama... ı ıh olmadım.

Dün şöhret basamaklarını tırmanacaktım ama tırmanamadım benim konuşmam montajda gitmiş. Heralde çok komiktim. Yanımdakiler konuşurken çıkmışım. Oyuncu olmayıp kamera karşısına geçip doğallıkla oyunlarını oynayan, konuşan insanları takdir ediyorum. Benim için çok zor bir hadise. Gerçi hala sokaklarda yürürken keşefedilip ünlü olma hayallerim var ama olsun biraz çalışma ile atarız korkumuzu :))

Kış iyiden iyiye geldi galiba iki gündür pek soğuk İstanbul. Gelsin kara kış da akreplerden tamamen kurtulayım geçen hafta bir boy büyük yavru öldürdüm. Sabah antreye gelmiş nereden geldiyse artık. Pino beni statcounter diye bir şeye üye yapmıştı hani kim giriyor, nereden giriyor, kaç dakika kalıyor. O gösterdikten sonra hiç girmemiştim dün ve bugün baktım çok da bir şey anlamadım ya! insanlar anahtar kelimelerin azizliği yüzünden buraya düşüyor sanırım. Çoğu anahtar kelime de akrepti :)) Üzgünüm ben de bulamadım başetme yollarını :)

Her pazar Nike koşuları oluyormuş, Selo'yla gideceğiz. Haftada 4 gün spora gidiyorum gene de yeterli gelmiyor kendimi sağlıklı hissetmiyorum.



Cuma, Kasım 02, 2007

KELİMELERİN BİTTİĞİ GÜNLER

Nasıl başlayacağımı bilmiyorum başka bir gönderim vardı yazmaya başladığım onu tamamlar yayınlarım diye düşünüyordum ama bugün ne yazık ki ölümden bahsedeceğim bana hissettirdikleri, düşündürdükleriyle.


Beril Sitesi'nden çocukluk arkadaşımın kardeşi trafik kazası sonucu vefat etmiş. Selo sabah telefonla verdi haberi. Bu satırları yazarken bile o kadar inanılmaz geliyor ki ölümün ne kadar yakınımızda olduğu kapıyı çalmaya ne kadar hazır olduğunu beynim kabul etmiyor sanki.

Hayattaki en büyük korkunuz ne denecek olsa. Yakınımdakilerden birinin vefatı derim hiç düşünmeden.

Ölümü yok sayan insanlardanım. Hiç yokmuş gibi ölümsüzmüşüz gibi. Hayatın ne sevimsiz bir ayrıntısı halbuki. Hep duyduğumuz hep içimizde olan bir şey ama bir o kadar da uzak. Birilerinin öldüğünü duyduğumuzda üzülüyoruz üzülüyormuşuz gibi oluyoruz sonra o sıradan hayatımızın dayanılmaz olduğunu sandığımız sorunlarına geri dönüyoruz.

Yaşam devam ediyor geride kalanlar için niye çünkü yaşama adapte olmak zorundayız. Kaplan geyik yavurusunu öldürüp kendi yavrularını besliyor NİYE??? hayatını sürdürmek zorunda çünkü. Peki buna alışmak bunu kabullenmek üzülmemek elde mi....... Bilmem belki saçmalıyorum. Kafam karışık ve çok üzgünüm ben böyle bir acıya nasıl dayanırım, alışırım bilmiyorum.
İşte kelimeler bitti. Geriye koca bir boşluk kaldı.