Çarşamba, Mayıs 26, 2010

AKLIM KARIŞIK

Aklım biraz karışık. Hani taş atan çocuklar var ya onları nasıl cezalandırmak gerek ya da yaptıklarını yanlış bir şey olduğu anlatmak. BBC yüzlerce terörist çocuk hapis cezası aldı diye bir haber yapmış. Filistin'de İsrailli askerlere taş atan çocuklara böylesine kızmıyorken bunlara neden böylesine kızıyorum ben. Bundan tam bir sene evvel Ankara'ya giderken otobüse taş atan çocuklar yüzünden başımıza gelenleri yazmıştım. O zaman gerçekten çok kızmıştım. Elime geçirsem evire çevire döver bir yere kapatırdım heralde atanları. Şimdi çocuk diyerek geçmeli mi insan? Onun muhakeme yeteneği yok o yüzden maruz görülmeli mi hepsi ? Yani bu insanlar nasıl eğitilir, nasıl işin içinden çıkılır? Ülkesinden nefret eden bir sürü küçük çocuk yetişiyorken biz nasıl bazı şeyleri düzeltebiliriz.

Öylesine eğitimsiz bir halk geliyor ki! Gümbür gümbür hem de! 20 yıl sonra nüfusumuz olsun 150 milyon 5 milyonu çıkar gerisini at çöpe. Ay daha fazla yazmayayım içimden bir hitler çıkacak gibi hissediyorum. Neyse sonuçta düşüncelerim çok sağlıklı değil böylesine bir antipati varken bizi kimbilir neler bekliyor?

Cuma, Mayıs 21, 2010

UTANCIM BÜYÜK

RTE'nin artık kendine gelmesi lazım. Bir insan bu kadar ne dediğini bilmeden konuşmaz. Hele ki bir ülkenin başbakanıyken. Sırf kendisinden dolayı yaşadığım yüzyıldan ve yerden utanıyorum.

Çarşamba, Mayıs 12, 2010

KULLANDIĞIMIZ DEYİMLERİN HİKAYELERİ

Keçileri kaçırmak deyiminin hikayesi burada anlatılmış pek hoş.

http://www.cidetr.com/forum/showthread.php?t=10348

Ben de edepsiz bir eşek hikayesinin nereden geldiğini biliyorum ama anlatmaya popom yemio.

"Eşek ...ünü sallama bizim gelin burdadır" teyzem çok kullanır. Evet bizim aile biraz böyle sözleri kullanan kesimden:)

Salı, Mayıs 11, 2010

SON DAKİKA ÜLKESİ TÜRKİYE

Artık bahar geldi diyebiliriz. Ne bitmez kıştı. Gerçi ben hala mont üstü bir başka yelek mont ve şal ile geziyorsam da bugün iş yerinde ayak sobamı yakmadan günü geçirebildim. Hatta şu an pencere bile açık.

Deniz Baykal mevzusu ile ilgili bir iki kelam etmeden gitmeyeyim madem bir gönderi yazıyorum.

Baştan belirteyim videoyu seyretmedim. Seyretmeyi de ne kadar meraklı olursak olalım doğru bulmuyorum. Bizim gibi meraklılar olduğu için böylesine prim yapıyor bu tip fantazisel videolar. Seyreden olmazsa bunu çekmeye gerek duyan tecavüzkar tipler de türemez. Bir de ister aldatır ister aldatmaz. Buna kimse de karışamaz. Herkesin başına gelebilecek bir hadise. Aaaa ne kadar ayıp demenin manası da yok. Uçkurun ve aşkın hangi boka konacağı belli olmaz.

Neyse gelelim esas konuya koltuğuna böylesine bağlanmış birinin bu şekilde koltuğunu terketmiş olması bayağı bir yıkım olmuş olmalı. Ama işgüzar Chp'lilerin anket düzenleyip Baykal'ı geri çağırıyor olmaları da başka bir hadise. Gün gelir devran döner de Chp adam gibi birini bulup çıkartırsa belki de padişahlıktan kurtuluruz.

Bakalım bu kadar hızla değişen gündem de yarın ki son dakikalar ne olacak?

Perşembe, Mayıs 06, 2010

BREAKING BAD

Taptığım dizilerin listesini yayınlamaktan bahsetmiştim bir aralar. Yapılacak bir çok şey gibi o da geçti gitti bu blog sayfasında.

Ancak şu aralar taptığım bir dizi var gerçekten bitmesin ben ölene kadar devam etsin isteyebileceğim bir dizi.

"Breaking Bad" den bahsediyorum pek tabii. Bir dizi her yönüyle süper ötesi mi olur? Yemişim Lost'u. Lost ilk çıktığında dibimiz düştü amanin bu ne böyle diye. Her yeni bölümü iştahla bekler olduk. Geldiğimiz nokta da o kadar boş ve hoş ki . Yani 6. sezonun 14.bölümünü yerlere göklere sığdıramamışlar ama vallahi en salak bölümlerden biriydi. Aynı Alias'ta olduğu gibi çok sıçmık bir şekilde bitecek.

Bu arada ben çok terbiyesiz olmuşum Aycan öyle diyor. Yazdıklarım çok ayıpmış.

Neyse Breaking Bad'e geri dönelim. Bu dizi de oyunculuklar muhteşem. Yani sıradan bir tip bile muhteşem. Bu kadar gerçek başka bir dizi görmedim. Dizinin çekilirken kullanıldığı renkler. Portakal tonlarının ağırlığı o da süper. Olayın geçtiği yeri izlemekle kalmıyor sanki orada yaşıyorsunuz. O sıkıntıyı, kasveti, durgunluğu, zamanın geçmek bilmemesini, acıyı, kederi, öfkeyi her şeyi. Malcom In The Middle'daki babayı canladıran Brysan Cranston burada Walt karakterinde. Ya adama hastayım yemin ederim bu kadar mı güzel oynanır. Sünepe bir kimya öğretmeninden psikopatlaşan cooker'a (bunu bilerek ingilazca yazdım ki diziyi bilmeyen şey olmasın) nasıl dönüşülür.

Jesse Pinkman karakteri ise öyle güzel bitch diyor ki. En sevdiğim küfür haline geldi.

You bitch!



Salı, Mayıs 04, 2010

AKLIM FİKRİM ALMIYOR

Bir şeyi anlamakta zorlanıyorum. Aslında bir değil birçok şeyi de hadi şimdilik bir diyelim. Devletin bakanı Kavafspor açıklamış Son 8 yılda “Şüpheli” sıfatıyla adliyeye sevk edilen çocuk sayısı 77 bine dayandı. 52 bin aile de, ‘’Çocuğuma siz bakın’’ diyerek Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna başvurdu.

Peki madem öyle millet bakamadığı çocuğu niye doğuruyor. Son padişah neden doğurun da doğurun diyor. 3 yetmez 5 yetmez 10 tane diyor. Bakamadığın sonuncunda iyi eğitim alamayan, aç bi ilaç, sünger beyin, bir sürü suça meyili çocuk neden ürüyor. Ya ben bugün evlensem çocuk yapar mıyım diye kara kara düşünüyorum. Nasıl bakarım ne ederim diye. Neden fakir olan yürümeye ayakkabısı olmayan halk ben nasıl bakarım ne ederim demiyorum. Yemin ederim aklım fikrim almıyor.