Çarşamba, Kasım 12, 2008

BİR FINDIK


Ben espirili dilimi mi kaybetmişim ne??? Eskiden komik tarafından bakardım anlatırdım şimdi bir ciddiyet pir ciddiyet.

Evimin olduğu mahalle İstanbul'a benzemeyen yerlerden. Belki daha önce bahsetmişimdir. Sokağımızda bir köpüş var. Çok kocaman ama bir o kadar da tatlı. Onu bağlamıyorlar o da sokağın ortasında yatıyor gün boyu. Araba geldiğini görünce önce ön ayaklarını sonra arka ayaklarının üzerinde doğruluyor tırıs tırıs kenara geçiyor. Havlanacak biri geçiyorsa havlıyor peşinden koşuyor sonra fazla uzaklaşmadan yerine dönüyor. Bu köpüşün, geçen fotolarını da buraya koyduğum tavuk ve kaz arkadaşları var. Kazı kaç gündür görmüyorum ama tavuk bizimkinin yanında hep. Dün gece eve dönerken gördüğüm sahne burada kelimelere dökülünce belki bir şey ifade etmeyecek ama benim için çok şey ifade ediyor. Köpüşümüz apartmanlarının girişine kıvrılmış tavuk ise merdivenin basamaklarından birine:) Öyle özgürler işte. Etiler'de, Eminönü'nde, Çankaya'da ya da Ulus'ta (her iki şehirdeki) böyle bir sahneyi düşünebiliyor musunuz:)

Şimdi beni bilenler biraz şapşallığımı da bilir. Gittim Beyoğlu'ndaki Mac (makyaj malzemeleri satan) mağazasına. Dedim ki kıza ben dedim gözlerimi büyük göstermek istiyorum. Yani makyaj yapmayı çok beceremiyorum. Kız bana uzaylı muamelesi yaptı sonra da hiç ilgilenmedi iyi mi? Sonuç! hala öğrenmiş değilim:)

Geçen sene bugün bir fındık dünyaya geldi ailemizin en küçüğü şimdi o ve 1 yaşına basıyor. İyi ki doğmuş.

2 yorum:

cinar dedi ki...

amaaaaaaan bu fındığı sana çok benzettim ben ya :) kimin nesi? yoksa ugur mu bu? :))

cakiltasi dedi ki...

benziyor muyum ne güzel:)
evet uğur çınarım. dün gibi valla doğmuş da bir yaşında olmuş. bit kadar bi şeydi ilk doğduğunda şimdi tosun oldu:)