Salı, Ağustos 11, 2009

MUMUK


Kayıplara karıştım. Çıkmam zor oldu.


Ülkedeki ve dünyadaki gelişmelere kulaklarımı tıkadım kendi gelişmelerime bakıyorum.


Benim bir de Mumuk'um oldu. Nasıl olduğunu anlatayım. Ben Yumuk'u bulduktan iki üç hafta kadar sonra. Baktım! Yumuk boyutlarında, Yumuk'a çok benzer iki yavru atlayıp zıplıyor iş yerinin bulunduğu sokakta. İşyerinin sokağı diyince öyle Kızılay meydanında bir sokak gelmesin aklınıza. Mahalle kavramının tam göbeğinde bir sokaktayız. Ben gel zaman git zaman işyerinin sokağında bu kedilerin peşinden koşturmaya başladım. O sırada kardeşlerden birini biri almış götürmüş. Ben de kalana Mumuk demeye başladım. Mumuk gel, mumuk git. Öyle ele gelmiyordu hemen bir punduna getirdim önce patilerden başladım sevmeye sonra yakaladığım gibi kucağıma. Tiny Tunes'da bir kız vardır kedileri kucağına alır eziyet halinde sever ya aynı bende yakalıyordum getiriyordum ofise. Sevip duruyorduk. Mahalledeki herkesle de bu sayede ahbap oldum. Teyzelerle paso muhabbet. Onlar tığ örüyor kapı önünde ben cep telefonumdan Yumuk'un resimleri gösteriyorum. Mumuk'u al diyorlar. Ben nasıl alayım . Bakamam ki! diyorum.
Şeytan yavaş yavaş girmeye başladı kanıma. Aman öyle bir şey başladı ki ben de Mumuksuz yaşayamıyorum. İşe geliyorum Mumuk için. Anneme dedim ben bi kedi daha alacağım. Tamam al Ankara'ya istiyoruz biz de. Sonra veterinerden aldım pire damlasını sürdüm. 3 gün sonra da evdeki taşıma kabını unuttuğum için komşulardan aldığım bir taşıma kabı ile doğu veterinerimize gittik. 4 gün orada kaldı. Sonra geçen Pazartesi aldım eve getirdim. Tabii Yumuk ne oluyoruz oldu. Hırlama tıslama derken. Ben kafayı yemece nasıl alışacaklar? Ne olacak? O sırada abim de evde. Kuzenler çocuklarını bana bıraktı bir gün. Ben sıkıntıdan ağzımda aft çıkardım. Yeni geçti aftım. Şimdi Yumuk'la Mumuk birbirlerine pati atarak koşturuyorlar evde. Gece gelip beni uyandırıyorlar. Bana bağımlılıkları sürüyor. Yumuk nasıl ısıran hoplayan zıplayan bir kediyse. Mumuk ise ısırmayan söz dinleyen acayip bir kedi. Yumuk öyle deli bir kedi ki her kedi böyle sanıyordum. İnadım inat kıçım iki kanat bir tip. Bir yere çıkıyor ben indiriyorum o çıkıyor ben indiriyorum bunu 20 kere filan tekrarlıyoruz. Kafayı yiyorum ben. Mumuk ise bir kere indirdikten sonra çıkmıyor. Hatta Yumuk'un çıktığı yerlere çıkmayı beceremiyor bile. Sanki sokakta büyüyen o değil de Yumuk.

Velhasılıkelam ben Mumuk'u Ankara'ya göndermek istememeye başladım. Nasıl olacak da olacak hiç bilmiyorum. Hayat bir sitcom gibi sürüyor.


Perşembeye İspanya'dan bir arkadaşım geliyor. Abim Bodrum'dan dönüyor. Daimi sirk benim ev.

2 yorum:

cinar dedi ki...

ohoo abicin de Madrid'de mi yaşıyor sende mi yaşıyor anlamadım ben :) İki yazından birinde abim bende diyorsun yafu. Nasıl oluyor bu iş? :))

Mumuk mu? Ay ilahi. Madem o daha uslu, Yumuk'u gönder sen Ankara'ya. Onunla yıldızımız barışmamıştı zaten :p Şaka tabi de, Mumuk varken gelebilirim ben :))

Sitcomunu yirim ben senin :))

cakiltasi dedi ki...

hehe çınarım temmuz'da bir düğüne gelmişti şimdi de okulları tatil ağustos 19'a kadar burada. gerçi burada ama gördüğüm yok. otel gibi gidiyor geliyor:)

ama yumuk ilk göz ağrım deli dolu ama aşkımız devam. içim el vermez göndermeye. bakalım ne olacak sonumuz hehe.

mumuk'u al yoğur hiçbir şey demiyor:)