Cuma, Şubat 01, 2008

YOK HİÇBİR DERT CANIM GÜL GİBİ ÜLKEMİZ VAR

Türbandır, Davutpaşa'daki olaydır bir şey yazmayacağım her ikisi de sinir bozucu hadiseler. Köşe yazarları pek güzel yazıyor. Derdime derman olamasalar da içimdekileri dökmüş oluyorlar.
Umrumda değil desem bir türlü, demesem bir türlü. Sinir katsayım her yönüyle tavana vurmuş durumda. Olanları, gelişenleri, açıklamaları duydukça daha beter oluyorum. Açıkçası taşı, toprağı altın, bir içim su memleketim yok artık. Haberlerdeki görüntülere şöyle bir baktım. Bir yabancının gözüyle nasıl bir memlekettir bu Türkiye dedim. Valla ha Afganistan ha Türkiye hiçbir fark yok da karar kıldım. Aynı çağdışı görüntüler aynı izbelik. Gene yazmayacağım demeyeceğim diyorum ama konuya girmeden edemiyorum.

Neyse sanki hiçbir dert yokmuş Florida'da yaşıyormuşum gibi kendi sorunlarımdan yaşanmışlıklarımdan bahsedeyim. Bir nevi kaçış olsun.

İş değiştirmenin vakti geldi de geçti belki de. Ama elime gazeteyi alıp da bakamadım haftalardır. Bilinmezlik, inançsızlık ve güvensizlik. Nasıl bulacağım, ne bulacağım ve ne istiyorum bu soruların cevapları bende saklı değil maalesef. Mucize bekliyorum yıllardır. Gerçekleşmedi o mucize bir türlü. Bekle bekle yoruldum valla. Hatta bu konudan bahsetmekten de sıkıldım şimdi hep bir kaçış nereye kadar bakalım.

Dün kursta çalacağımız ritimlerin provasını yaptık. Evde de çalışmak gerek tembellik etmemeli!

Bu akşam abim geliyor sonunda karşıya geçip Uğur'a aldığımız hediyeyi verebileceğiz. Abim hala vermediğimi görünce yuh diyecek. Seni beklemiştim diyeceğim ben de:)

İşte böyle pek bir yazasım yok. Uyku bastırdı keyifsizlendim.

Şubat'ın ilk gönderisi olsun. Gerisi gelir bakarsınız.

3 yorum:

cinar dedi ki...

Aaa gerisi gelsin tabi ki. Burda heyecanla bekleyenleriniz var efenim :))

Sorma bu memleketin hali ne olacak ben de hesap edemiyorum. İşin kötüsü çok umutlu da değilim. Ümit etmek başarmanın yarısı derler aslında, çok da inanırım ama bu konuda gerçekten hiç iyi şeyler hissetmiyorum. Böyle bir dünyaya çocuk getirmek bile istemiyorum yani o kadar, düşün. Sanki bencillik olurmuş gibi geliyor. Sadece kendi maneviyatımı tatmin için çocuk yapmış gibi olurum, onun için iyi bir gelecek hazırlayamadıktan sonra diyorum. Dünyanın kendi kendini imha etmek üzere olması da cabası tabi..

İş konusunda yerden göğe kadar katılıyorum sana. Ben kendi işimde de aynı umutsuzlukla cebelleştiğim için tek diyeceğim Allah kurtarsın olacaktır :)) Sen bir de İstanbul gibi büyük bir şehirdesin şekercim be. Geniş bir çevren var. Başka bir iş bulman an meselesi aslında. Bunun için çabala yeter..

Tabi Ankara'da da bakabilirsin iş. Birileri bu yazımı okuyorsa bana hak verecektir :))

Üzme kendini Çakılım be. Güzel bir iş de bulursun, mutlu da olursun..

Yukarıdaki umutsuzluk cümlelerinin üstüne çok tezat oldu di mi şimdi bu? :)

Ben kendim ayrı, başkasına moral vermek ayrı. Di mi ama? :)

Esra dedi ki...

Isvicre'den olanlari uzuntu ve aci ile izliyorum. Kac gundur her haberler seyredisimde sinirlerim tepeme vuruyor. Gecenlerde kendimi tutamadim, bloguma ilk sinirli yazimi yazdim. Sonumuz "hayir" olur insallah...
:-(

cakiltasi dedi ki...

çınarım,

Haftanın başı diye sanırım cuma günkü gibi umutsuz ve mutsuz değilim. İnsan hafta sonuna doğru günlerdir okuduğu haberlerle şişiyor şişiyor sonunda hoytttt diyesi geliyor.
Dünyaya çocuk getirmeye karar vermek büyük bir karar hakikaten. Türkiye nereye doğru gidiyor bilemezken, Dünya kaynaklarını hızla tüketirken ben nasıl bir gelecek sunacağım diye endişe duyacakken insan nasıl gönül rahatlıyla çocuk düşünür di mi? Ama Uğur'u gittik gördük nasıl şeker anlatamam o fare hali kalmamış, dolmuş tosun olmuş. İnsanın özleyeceği cins bir bebek olmuş yakın olsa her gün gidesim var. Şimdi onu görünce insan böyle bir sevgiden kendini niye mahrum bıraksın diyesi geliyor.
İş konusunda allah kurtarsın hakikaten. Sayısal da çıkmamış bana zaten :) 6'yı tutturmuşum ama farklı kolanlarda.
Gene umutsuz ve ümitsiz olmayalım Çınarım. Her şey güzel olacak diyelim.
Öptüm kocaman.

Archisugarcım,
İnsan yurtdışından ülkesinde olan olayları takip ederken içinde bulunduğundan daha büyük endişe duyuyor. Biz bir şekilde içinde alışmışız her şeye. Sen bizden daha çok üzülüyor ve nasıl olur benim güzel ülkem bunları niye hakkediyor diyorsun haklı olarak. Umarım her şey güzel olacak diyorum. Hafta başının verdiği umutla bakıyorum dünyaya.
Sevgiler.
Öpüyorum.