Pazartesi, Ekim 19, 2009

KAN ARZUSU


Benim etkinlik takibim bir sene bokunu çıkarmakla diğer sene etliye sütlüye dokunmamakla geçiyor. Hoş geçen sezon tiyatro takibini abartmıştım. Sonunda helak oldum. Gelecek sezon bu kadar yapmayacağım demiştim.


Bu sene sinemaya geri dönüş yaptım. Geçen sezon ne filmekimi, ne festival ne bağımsız filmlerin yüzüne bakmamıştım.


Bu sene Filmekimi'nde biraz geç kaldığım için ancak 5 filme bilet aldım. Hoş iyi ki de öyle olmuş. İnsan şuursuzca ona da giderim buna da giderim diye aldığında aslında kendini çok fazla bunaltmış oluyor. Bu sefer yanlışlıkla olayı kararında bırakmışım anlayacağınız.


Etkinlik aşkına tutulmuş durumdayım. İşi abarttıp lalekart sahibi bile oldum.


Bakjwi ( Kan Arzusu), biletleri alırken telefondaki çocuğun şapşallığı yüzünden aldığım bir film oldu. Notlarıma düşmüştüm ama gerilim korku olunca almaktan vazgeçmiştim. Ama iyi ki seyretmişim. Böylesine bir filmi ancak Güney Kore sinemasında izleyebilirdik sanırım. Adamlar harbiden aşmış. Bu kadar mı gerçekçi olur sahneler. Sevişme sahnesi sanki gerçek. Adam kan içiyor sanki gerçekten içiyor. Yani diyecek kelimem yok. Film konusunda şöyle de bir şansım vardı. Emile Zola'nın Therese Raquin romanından esinlemiş Park Chan -wook. Ben kitabı okuduğum için filme kendimi kaptırmam daha kolay oldu. Bu kadar mı güzel esinlenilmiş bu kadar güzel mi aktarılmış. Yani ben gerilim korku sevmem bu süperdi. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Ama bu ne böyle saçma sapan bir film de diyebilirsiniz. Ama bence süperdi. Konusunu anlatmıyorum.
Filmekimi'nin linkini yapıştırıyorum. Oradan inceleyebilirsiniz.


http://www.iksv.org/filmekimi_2009/Filmekimi_2009.asp?day=1&fid=9&sid=3

Hiç yorum yok: