Çarşamba, Mayıs 14, 2008

SREBRENICA KATLİAMI VE RUANDA ARASINDA NE FARK VAR?

Birleşmiş Milletler (UN) acaba ne işe yarar? İki yüzlü avrupa bugün kendi çıkarları dışında başka neyin peşindedir?
Emir Kustirica filmleriyle herkesin gönlünde taht kuran bir adam. Şimdi Mavi Jeans reklamını meşhur Yeraltı filminden esinlenerek çekmiş bir koca adam. Bu adam zaman içinde Boşnak ve müslüman kimliğini yok saymış ve sırp milliyetçisi olmuş.( Annesi Sırp babası Boşnak sanırım) Bütün filmlerini büyük bir hevesle seyrettiğim bu adamın artık gözümde zerrece değeri yok. Aşağıya eklediğim Mine G. Kırıkkanat'ın yazısından çok önce bu yola saptığını biliyordum. Sevgisizlik çok zaman önce başladı. Bu yazıyı okuyunca tekrar araştırayım dedim napıyor amca. Sonra iş beni SREBRENİCA KATLİAMINA kadar götürdü. Sonra bu gönderiyi yazmaya kadar verdim.

http://www.candundar.com.tr/index.php?Did=3228 lütfen bu linki bir tıklayın ve bir zamanlar ana haber bültenlerimizde seyrettiğimiz, şimdi tarihin tozlu sayfalarında yerini almış bu hikayeyi bilmediğiniz yönleriyle okuyun ve hatırlayın. UN'nin Ruanda'da da olduğu gibi Srebrenica'da da ne işe yaramış olduğuna dehşetle şahit olun. İnsanın, okudukça- öğrendikçe demokrasi, insan hakları diye atıp tutan Avrupa Birliği'nin yüzüne tüküresi geliyor.

Şimdi de Emir Bey'imiz neler yapıyormuş onu okuyalım. Bugün tarihli Vatan Gazetesi'nden Mine G. Kırıkkanat'ın yazısı;

Drina voyvodası


Biz Türkler Emir Kusturica’nın filmlerine bayılırız, ancak ünlü yönetmenin Müslüman Boşnak bir babadan doğmuşluğuna karşın koyu bir Sırp milliyetçisi oluşu hoşa gitmediğinden, pek sözü edilmez.

Ortodoks Sırp annesinin kültüründen geldiğini ilanla, Emir adının yanına Ortodoks vaftiz adı olarak Nemanja adını ekleyen ve Sırbistan’da böyle çağrılan Kusturica’nın özel bir köyü var: Küstendorf.

Kusturica, 2002 yılında “Hayat Bir Mucizedir” filmini çekmek için doğduğu yöreye kameralarıyla birlikte döndüğünde, 1200 nüfuslu Mokra Gora can çekişiyordu. Yugoslavya’yı parçalayan iç savaşın yıkımına, bir doğa harikası olan bölgeyi kirleten boya fabrikasıyla madenin iflası eklenmiş, insanlar aç, işsiz ve umutsuzdu.

Sırp milliyetçisi Emir, filminin çekimi sırasında köye bitişik otlaklardan 2000 dönüm arazi satın aldı. Niyeti, bir daha dönmemeye yemin ettiği, çünkü bağımsızlığını kabullenemediği Bosna’ya sınırdaş yörede, arkadaşlarını ağırlayabileceği, başını dinleyebileceği bir mekân yaratmaktı.

Özel mülkiyeti Küstendorf köyüne, tabii kendi malikânesini, 30 yataklı birkaç konukevi, bir opera binası, en son model bir sinema montaj atölyesi, havuz derken, Emir Kusturica yörenin bir numaralı işvereni haline geldi. Mokra Gora’lılar harıl harıl Küstendorf’u inşa ediyor, Emir Kusturica özel köyünün opera binasında “Çingeneler Zamanı”nı sahneye koyuyor, onu ve Küstendorf’u görmek isteyenler Mokra Gora’ya akın ediyor, “usta”nın yarattığı cenneti “Arizona Dream”deki ahşap trenin bir benzeriyle dolaşıyorlar.

***

Kusturica yarattıkça köy büyüdü, köy büyüdükçe Emir büyüdü. Sırp hükümetinden civar dağları kiralayan yönetmen, halen zevksizliğinden nefret ettiği Zlabitor kayak merkezine rakip “çevreci ve zevkli” bir kayak merkezi inşa ediyor. Mokra Gora’da işsiz kalmadı, binaları tamir edildi, boyandı, mağazalar açıldı, yolları ve kanalizasyonu yapıldı. Küstendorf’un özel mülkiyet arazisi içinde arkadaş kontenjanını aşan oteller inşa ediliyor.

Emir Kusturica, artık bölge voyvodası. Sadece özel mülkiyeti Küstendorf değil, Mokra Gora ve Bosna sınırlarına kadar onun sözü geçiyor. Sırp hükümetiyle anlaşarak yaptırdığı demiryolu inşaatı, 10 km. sonra... Drina nehri üstündeki Sokullu Mehmet Paşa köprüsüne varacak.

Kusturica, bu köprüye âşık ve hayali, Nobel ödüllü dev yazar İvo Andriç’in unutulmaz eseri (hangimiz unutabildik ki...) Drina Köprüsü’nü sinemaya uyarlamak.

Voyvoda Nemenja, “Kustaland” olarak anılan egemenlik bölgesinde tüm yapıları ahşap ve taş, geleneksel mimariye göre inşa ediyor. Neon lambalı tabela, plastik masa sandalye, boyada sıvada cırtlak renk, kısaca zevksizlik ve... MANGAL yakmak yasak! (Sırplarla Boşnaklar arasında bile problem olduğuna göre, bu mangal olayında herhalde bir Osmanlı geçmişi var, diye düşündüm.)

***

Köyün restoranında, Che Guevara, Pancho Villa, Fidel Castro, Manu Chao ve Putin’le kol kola Emir Kusturica’nın resimleri var. Federico Fellini ve Jim Jarmusch’un isimlerini taşıyan iki sokağın kavşağındaki sahte hapishanenin demir parmaklılıkları arkasında ise dünyaya karşı suçlu George Bush ve Sırbistan’ı bombalamaktan suçlu bulunan NATO (eski) Genel Sekreteri Javier Solana’nın portreleri sırıtıyor.

Emir Kusturica’nın dünya görüşü açık.

Ama dünya onu olduğu gibi “deha” kabul ediyor, o da hayalindeki dünyayı doğduğu topraklarda kuruyor.

Halen Küstendorf’taki atölyesinde son filmi, Diego Maradona’nın hayatına dair belgeselinin montajını yapıyor. Le Monde Gazetesi de kendisine benim bu bilgileri edindiğim tam sayfalık haberi ayırıyor.

Hiç kuşkum yok ki, Sırp milliyetçisi Emir Kusturica, ülkesinin AB’ye üyeliğinde kilit rol üstlenecek.

Bir adam, bir ülkenin kaderini değiştirebilir mi?

Adam sağlam ve hemşehrilik, “hem”den gayrı “şehre”de vefa demek olursa, evet!



Benim notum: Kimse kimseyi kandırmasın artık. Yaşananlar yaşanılacakların sadece birer özeti gibi. Dünya Avrupa ve Amerika'nın elinde oyuncak ne isterlerse işlerine ne gelirse ona karşı çıkarlar ya da ona destek olurlar.

Bizi yönetenlerde birer maşa olmaya, ülkenin itibarını Atatürk'ün kemiklerini sızlata sızlata ayaklar altına almaya devam etsinler.



Hiç yorum yok: