Pazartesi, Ekim 04, 2010

ÜFÜRÜK PÜFÜRÜK


Gene ağlak moda geri döndüm. Varolmaya katlanamama durumu söz konusu. Blog görüntüsüyle bu kadar uğraşan var mıdır bilmiyorum. Değiştirdiklerim zaten çok hoşuma gitmiş olmuyor da günü kurtarıyor. Bir dahaki gözüme kötü görünmesine kadar. Hazır şablonların hiçbiri hoşuma gitmiyor.

İstanbul'da dün deprem oldu. Evimden epeyce hisettim. Bayağı sesli sesli sallandık. Ev çok da sağlam değil belki de. Çatı katında olmam çatının tahta olması biraz beni kurtarıyor. Ama en çok strese sokan uykuda yakalanırsak. Yumuk'la Mumuk'u nasıl bulup da kendimizi kurtaracağımız?

Bireysel hiçbir hazırlığım yok. İkametgahım bile bu evde değil. Valiliğin mahalle gönüllüsü kursuna gitmek istiyorum geçen seneden beri. Bir adım atmış değilim. Öylece bekliyorum felaketi.

İşin ilginç yanı pazar sabah uyandığımda İstanbul'da deprem olmuş ben uyumaya devam etmişim saat 13.30'a kadar gibi bir rüya görmüş olduğumdu. Akşamına deprem olunca daha çok etkilendim. Ama kimse benim rüyada depremi görmüş olmama takılmadı. Belki ben abarttım.

Bugün ters tarafımdan kalkmışım. Her şey olumsuz görünüyor gözüme. Kavga edesim var herkese gıcık olasım var. Niye bilmem. Halbuki güzel bir hafta sonu geçirdim. Ayın biri kilisesi denen yere gidip dileklerde bulunduk. Hoş ayın ikisine denk geldi ama belki tutar diye gittik işte. Sonra tasarım haftası var diye eski Galata köprüsünün altına gittik. Hürriyet'in ana sayfa tasarım hazırlanması workshopuna katıldık. Belki hazırladığımız birinci seçilir diye umutlandık falan filan.

Şimdi bu depresif, karanlık hisler de nereden çıktı geldi.

Bir arkadaşım Macahel'e gitmiş çok da güzel bir video hazırlamış. Oraya gidip inzivaya çekilesim var.

Özgür olmak istiyorum. İşe gitmek gelmek zorunda olmak bana koyuyor. Sanki sadrazamın sol cenabıyım da böyle bir çalışmama arzusu. Ama sürekli para harcama isteği. Etkinlik peşinde koşturma zevki.

Off bilmiyorum felek artık bana da bir baksan diyorum.

2 yorum:

Pilli Petro dedi ki...

çakılım bu mod zaman zaman hepimizde var ne yazık ki kendiliğinden geçecek yapılacak çok da bişi olmuyo :(

güzel bi kahveye ne dersin ? hadi al kahveni kapa gözlerini iş yerinde değil de şu fotodaki evdeymişsin gibi hayal et.

bu sıralar ben çok yapıyorum yoksa bu keşmekeş hayat çekilmiyor.

öpüyorum çok :)

cakiltasi dedi ki...

bekriyacım evet kendi kendine ortaya çıkıyor. sonra kendiliğinden yok oluyor.

daha iyiyim sağolasın. daha olumlu düşününüyorum. yoksa düşün düşün boktur için pek doğru bir tabir:)

öptüm ben de çok.