Salı, Mart 17, 2009

BANA BİR PİCASSO GEREK

Bu hafta sonu yoğun geçen hafta sonlarından biriydi. Cumartesi sabahı 9'da kendimi dışarı attım eve girişim ise 24'e doğru oldu. Arabayı aldım ve kendimi yollara vurdum. İstanbul'daki park yeri çekingenliğimi üzerimden atmak için güzel bir tecrübe oldu benim için. Araba kullanmaktan ziyade park yeri bulmak beni en çok strese sokan bir durum. Moda'da bile şansımı yardımıyla pek güzel bir yer buldum. O kadar farklı yere gittim ki araba olmasaydı ancak bir iki tanesini yapabilirdim. Araba alışkanlığı tehlikeli bir alışkanlık. Alışan insan bakkala bile onla gider hale geliyor. O yüzden trafik İstanbul'da inanılmaz boyutlarda. Günün hangi saati olursa olsun milyonlarca araba yollarda. Bu hafta sonu trafik yaratanlardan biri de ben oldum. Ama mazeretim var :)

Bahsetmek istediğim bir diğer konuda cumartesi akşamı gittiğim tiyatro oyunu. Moda'ya park etme sebebim. Gitmeden önce beni hayli telaşlandıran park sorunumun sebebi.

Kadıköy Anadolu Lisesi'nin kenarında köşesinde kurulumuş bir tiyatro. Emre Kınay'ın kurduğu Duru Tiyatro. İzlediğim oyun ise "Bana Bir Picasso Gerek". Oynayanlar Sezai Altekin ve Ayça Bingöl. İzleyebilecek olanlar için çok fazla detaya girmek istemiyorum. Ancak oyunun sahnelendiği yer oyuna o kadar uymuş ki. Turneye gittiklerinde böyle bir ortamı kurgulamak zor olabilir. Seyirciler olarak oyuna dahil gibisiniz. O kadar yakınınızda sahneleniyor. Ben çok beğendim ve etkilendim. . Öyleki yalnız olsam oyun bitince sulanan gözlerimi ve boğazıma düğüm olmuş yumrumu salıverecektim. Arkadaşlarım olduğu için toparladım kendimi. Eğer imkanınız olursa bu oyunu görmeyi ihmal etmeyin.

Hiç yorum yok: