Salı, Ekim 26, 2010

DİN BU MU?

Din olgusunun bu şekilde hayatımızı olumsuz etkilemesi hiç ama hiç hoşuma gitmiyor. Ve sorgulamadan düşünmeden inanan onca insan beni çok rahatsız ediyor. Körü körüne bağlanmak ne kadar tehlikeli.

Kadınları öcü olarak görüp onların toplumda seslerini duyurmasına karşı çıkan yobazlara ve bu yobazlarla aynı kaptan yemek yiyen kadınlardan tiksinti duyuyorum.

Pazartesi, Ekim 25, 2010

BAYIK BEN

Çok keyifsizim. Geçen hafta çarşambadan beri gribim. Ateşim heralde çok çıkmadı. Evdeki iki dereceden biri sürekli 36.5'ta diğeri de 37'de takılı kaldığı için doğruyu ölçemedim bir türlü. Cumartesi günü bir de düğün sıkıştırdık. Pazar gününü ise mal gibi geçirdim. Bugün ise vakit bir türlü geçmiyor. Burnum tıkalı, halsizim, öksürüyorum. Yani çok bayığım çok.

Cuma, Ekim 15, 2010

HASTA OLDUN YANDIN

Benim itaat problemim var. Böyleyken birini de itaat etmesini sağlamaya çalışmam. Çünkü hemen kendimi o insanın yerine koyup asla ve kata yapılamayacak bir şey için zorlamam.

Bahsetmek istediğim aslında çok farklı konular var niye yukarıda bu satırları yazdım bilmiyorum birden içimden geldi.

Birinci önemli sorunum sağlık sisteminin nasıl paralı hale gelmiş olması.

Güvenip gidecek doktor bulma sorunum. Yanaklarım da egzema gibi bir şeyler oldu ve kabardı hatur hutur kaşınıyorum. Doktor araştırmasına giriştim. Hepsi özel hastanedeler ya da özel muayaneleri var. Ve 250'de aşağı değiller. Şimdi bu para çok değil mi? Sistem tamamen parası olana iyi ve kaliteli hizmet anlayışında.

Bu tip bir mesleğim yok ama eğer olsaydı. İyi de bir doktor olsaydım bu kadar çok para almazdım bundan eminim.

Pazar, Ekim 10, 2010

SONUNDA GERÇEK KEÇE

Bu keçe çantası benim eserim diyebilirim. Sonunda keçe nasıl yapılırı öğrendim ya! gam yemeyeceğim. Böyle bir mit gibi bir şeyken kanlı canlı bir şey oldu.

Ama itiraf ediyorum epey zahmetli bir süreç. Yapak gibi keçe yünleri alınıyor. Tek tek yolunup sırayla bir şablonun üzerine diziliyor. Sonra sabunla suyla bu hale getiriliyor. Bu işlem benim 5 saatte yapabildiğim bir şey oldu. Çok yorucu sabır isteyen bir şey.

Ama rengiyle, görünüşüyle pek hoşuma gitti. Kendim yaptım diye demiyorum hoş oldu:) Sonunda keçe toplar yapmayı da öğrendim. O da bir mit olmaktan çıktı. Benim bu çalışmam Nako'nun yünleri ile yapılmadı. Onun ile yapılan çalışmalar pek güzel olmuyormuş çok sert olduğu için öğretmenin yurtdışından getirdiği yünler ile yaptım. 100 gramlık kırmızı yün 10 liraydı. Düşünün nasıl pahalı. Nako'nunkiler 2.5 liraymış. Ben de abime becerebileceğinden emin olmadan keçe yünü ısmarladım.


Perşembe, Ekim 07, 2010

KIŞ


1000 yılın en soğuk kışı olacakmış öyle diyorlar. İnanırım nasıl ki sıcaklar bizi mahvetti. Kış da gümbür gümbür geliyor. Bugün yataktan hiç çıkmak istemedim. Üşüdüğüm için değil sadece keyif yapıp yorgan altında biraz daha uyumak istedim. O yüzden cumartesini hevesle bekliyorum.

Bu arada pazar günü keçe workshop'una gideceğim. Kursuna katılamıyorum çünkü salı günleri hafta içi veriliyormuş.

Bu arada mandalina diye görsel aratınca bir sürü hatun resmi çıktı. Çok komik.

BUNDAN ÖTE AŞK VAR MI?




Pazartesi, Ekim 04, 2010

ÜFÜRÜK PÜFÜRÜK


Gene ağlak moda geri döndüm. Varolmaya katlanamama durumu söz konusu. Blog görüntüsüyle bu kadar uğraşan var mıdır bilmiyorum. Değiştirdiklerim zaten çok hoşuma gitmiş olmuyor da günü kurtarıyor. Bir dahaki gözüme kötü görünmesine kadar. Hazır şablonların hiçbiri hoşuma gitmiyor.

İstanbul'da dün deprem oldu. Evimden epeyce hisettim. Bayağı sesli sesli sallandık. Ev çok da sağlam değil belki de. Çatı katında olmam çatının tahta olması biraz beni kurtarıyor. Ama en çok strese sokan uykuda yakalanırsak. Yumuk'la Mumuk'u nasıl bulup da kendimizi kurtaracağımız?

Bireysel hiçbir hazırlığım yok. İkametgahım bile bu evde değil. Valiliğin mahalle gönüllüsü kursuna gitmek istiyorum geçen seneden beri. Bir adım atmış değilim. Öylece bekliyorum felaketi.

İşin ilginç yanı pazar sabah uyandığımda İstanbul'da deprem olmuş ben uyumaya devam etmişim saat 13.30'a kadar gibi bir rüya görmüş olduğumdu. Akşamına deprem olunca daha çok etkilendim. Ama kimse benim rüyada depremi görmüş olmama takılmadı. Belki ben abarttım.

Bugün ters tarafımdan kalkmışım. Her şey olumsuz görünüyor gözüme. Kavga edesim var herkese gıcık olasım var. Niye bilmem. Halbuki güzel bir hafta sonu geçirdim. Ayın biri kilisesi denen yere gidip dileklerde bulunduk. Hoş ayın ikisine denk geldi ama belki tutar diye gittik işte. Sonra tasarım haftası var diye eski Galata köprüsünün altına gittik. Hürriyet'in ana sayfa tasarım hazırlanması workshopuna katıldık. Belki hazırladığımız birinci seçilir diye umutlandık falan filan.

Şimdi bu depresif, karanlık hisler de nereden çıktı geldi.

Bir arkadaşım Macahel'e gitmiş çok da güzel bir video hazırlamış. Oraya gidip inzivaya çekilesim var.

Özgür olmak istiyorum. İşe gitmek gelmek zorunda olmak bana koyuyor. Sanki sadrazamın sol cenabıyım da böyle bir çalışmama arzusu. Ama sürekli para harcama isteği. Etkinlik peşinde koşturma zevki.

Off bilmiyorum felek artık bana da bir baksan diyorum.